5 Nisan 2013 Cuma

Avrupalı minikler

Bu hafta oğlumdan ayrıldım yaban ellere düştüm:) Koskoca 4 gün yavrucuğumdan ayrı ,yaralı kuşlar gibi kaldım. Ama işte 'sayılı gün çabuk geçer sözünü 'doğrularcasına son güne ulaştık. Bugün vuslat var:)

İngiltere Londra seyahatimin sonuna geldim. İşimizi gücümüzü hallettik. Tabii arada kalan zamanlarda Londra' da merak ettiğim yerlere gitme fırsatı bulabildim.

Hep gitmek istediğim British Museum'u ziyaret ettim. İnanılmaz büyüklükte ,içinde haritasız gezmeniz çok zor. İnanılmaz kalabalık. Özellikle eski Mısır medeniyeti bölümünde yürümek bile çok zor. Şimdi size müzede neler sergilendiğini anlatmayacağım . Birçok internet sitesinde müzenin içeriği hakkında bilgi alabilirsiniz. Gördüğüm manzaradan bahsedeceğim....

Kalabalığın yarısından fazlası hatta üçte biri çocuk. Ama öyle okul gezisi formatında değil. Çocuğunu kapan ,tutmuş kolundan getirmiş. Anne babalar çok ilgili , çocuklar çok ilgili . Yerlerde, gördüğü sanat eserini yada tarihi eseri resmetmeye çalışan çocuklarmı istersin, eline kağıt kalem almış gördükleri hakkında not tutanları mı istersin, yerlere yayılıp gördükleri şeyler hakkında yorum yapanları mı istersin. Ve bu çocuklar taş çatlasa 8-9 yaşında. Anneler babalar araştırıp gelmişler sanırım büyük bir ilgi ile konular halkında çocukları bilgilendirip , ne düşündükleri hakkında sorular soruyorlardı. Ama beni en çok etkileyen yerlere yayılıp mumyaların resmini yapmaya çalışan anne kız oldu. İnsanlar rahat , sanki evlerindeymişler gibi. Türkiye'de gittiğim herhangi bir müzede benzer bir görüntüye rastlamadım .

Müzenin İslam temalı bölümüne gittim. Ben bölümü incelerken bir baba oğul içeri girdi .Çocuk 10 yaşlarında. Hemen baba sordu, 'İslam ne demek?Bana anlatırmısın?Hiç araştırmak istemedin mi?' Bu sahne bana çok ilginç geldi ve çok güzel. Daha 10 yaşında bir çocuk babası tarafından başka dinleri araştırmaya teşvik ediliyordu. Sokakda İncil dağıtılırdı ben lisedeyken, öcü gibi bakardık:) tabii orda amacın farklı olduğunun bilincindeydik. Ama insan bilmediği şeyden korkar değil mi. Kendimi eleştirdiğimde bakıyorum ki bırak çocukken araştırmayı, bu yaşıma kadar hiç merak edip bakmamışım:))

Şimdiye kadar hep Akın biraz daha büyüdüğünde ona TÜBİTAK'ın eski çağları anlatan kitaplarından almayı düşünüyordum. Şimdi başka bir planım daha var; Türkiye'deki müzeleri araştırıp önce kendim, sonra da Akın anlayabilecek yaşa gelince onu götüreceğim. Ne eksiğimiz var avrupali veletlerden dimi :)))

Tabii biz ebeveynler çocuklarımızdan hep birşeyler bekliyoruz. Sahip olmadığımız yetilerin onlarda olmasını bekliyoruz. Hayalindeki mesleği yapamamış bir annenin çocuğuna aynı mesleği empoze etmesi gibi. Çocuğumuz belirli bilgi düzeyinde olsun istiyoruz. Ama şunu unutmayalım ' çocuk ailenin aynasıdır' biz ne isek ebeveyn olarak çocuk onun sadece bir kademe üstüne çıkabilir , okuldaki eğitimi buna yardım eder. Bu sebeple çocuğu dolmaya zorlamadan önce kendimizi bilgilerle doldurmalı, bakış açımızı farklılaştırmalı ve çocuğumuzu hızla gelişen ve değişen dünya ya hazırlamalıyız. Bu benim kendi fikrim ve öz eleştirim. Belki bunu çoktan yapan anneler vardır. Ben bir tane tanıyorum bile:))

Bu arada İngilizler resmen Mısır'ı toplayıp müzeye koymuşlar. Kaçı çalıntı acaba diye düşünmeden edemiyorum. Malum bizim gibi Mısır da tarihi eserlerine sahip çıkamıyor.





Hiç yorum yok: